İstanbul Yağmurları – Halil GÜLEL

İstanbul YağmurlarıBabamın, Almanya’ya sözüm ona misafir işçi olarak 1962 yılında gitmesiyle; dünyayı ve başka milletleri, dilleri tanıma imkanını bularak adeta büyülü bir masal dünyasından uyandım. O güne kadar dedem Hüseyin…

0 Yorum

Efendilikten Köleliğe – Halil GÜLEL

Efendilikten Köleliğe1962 yılının son aylarında Federal Almanya'ya "Misafir İşçi" olarak giden babam ve arkadaşlarıyla ilgili iki fotoğrafı ve bir gazete küpürünü yorumlamaya çalışacağım. Belki bir devre ışık tutar ve bu…

0 Yorum

Kederbach-Kederderesi – Halil GÜLEL

Kederbach-Kederderesi“Hey! Benedict bu tarafa gelir misin?”“Yahu sana kaç defa diyeceğim bana Benedict deme diye!”Gerilen havayı yumuşatmak için;“Ya hu! Sana da bir şaka olmuyor!” diye çıkıştı.Yılların verdiği eziklikle güneşin doğduğu tarafa…

0 Yorum

Medeni Cesaret – Halil GÜLEL

Medeni CesaretBalkanlar’da vuku bulan savaşın etkisiyle kara yoluyla Türkiye’ye gitmek çok zorlaşmıştı. İşittiğimiz bazı olaylardan dolayı hayati tehlikeleri de vardı. Batı Avrupa’da emeklerini verip, alın terleri döken işçiler ve aileleri;…

0 Yorum

Altın Kemerli Ayı – Halil GÜLEL

Altın Kemerli AyıEskide köylere ayıcılar gelirdi.Bu ayıcılar önce burnu halkalı ayılara koca karılar hamamda nasıl yıkanır diye oynatırlardı.Ayı meydanın ortasında kendi tarzıyla dönerdi, hoplardı yatıp yuvarlanırdı.Sahibi ara sıra aferin der…

0 Yorum

Boyalar Geldi mi Usta? – Halil GÜLEL

Boyalar Geldi mi Usta?Tam iki mevsim geçti. Uzun gecelerin sabahına uyandığım salı günü tekerlekli sandalyem ile kaldığım evden dışarı çıktım. Artık tamir olan asansör sayesinde sokağa çıkarak tanıdık tanımadık herkesle…

0 Yorum

Sayfanın Sonu

Yüklenecek Daha Fazla Sayfa Yok